Ahlat Selçuklu Mezarlığı

Ahlat demek; inanç demek, sanat demek, Gelenek demektir. 
Ahlat Türk kültürü için en önemli şehirlerden bir tanesi. Özellikle 13. yy.da Anadolu, Yakın Doğu ve Orta Asya’yı kapsayan bir coğrafyaya baktığımızda o dönemin en büyük kültür, ilim, ticaret ve sanat merkezi olarak karşımıza çıkan bir medeniyet merkezi konumunda. Kaynaklardan alınan bilgilere baktığımızda Ahlat o dönemde oldukça kalabalık şehirlerden bir tanesidir. Tarihi kaynaklara baktığımızda bu bilgileri teyit edecek bir çok belge bulunmaktadır. Ahlatın özellikle Moğol döneminde ödediği vergiler şehrin büyüklüğü ve kalabalık bir şehir olduğunu belgelemektedir.  Tabiki nüfusla ilgili bilgiler verirken Ahlatta bulunan tarihi Selçuklu mezarlığını mutlaka katmamız lazım.
 Ahlat 12-15. yy.lar arasında “Kubbetül islam” gibi çok önemli bir ünvana sahip. Tarihte bu ünvana sahip olan 3 yer biliyoruz; Belh, Buhara ve Ahlat. 
Ahlatın en önemli taraflarından bir tanesi de Alparslan ile Romen Diyojen arasında 1071 yılında gerçekleşen Malazgirt savaşında Ahlat Alparslan’ın orduları tarafından üst olarak kullanılıyor. Alparslan ordularını Ahlatta konuşlandırıyor ve burdan hareketle savaşı kazanarak Anadolu’ya girişi gerçekleştiriyor. Bu yüzden Ahlat için hep Anadolu’nun kapısı ifadesi kullanılmaktadır.
Sonlu bir varlık olan insan bazen müstakil bir alana bazende ortak bir alana defnedilmiş böylece bir mezar ve mezarlık geleneği oluşmuştur.  İnsanların tarihin ilk dönemlerinden bu yana en muhafazakar oldukları ve geleneklerine en bağlı oldukları dolayısıyla en az değişerek günümüze kadar gelen kültür öğeleri ölüm kültürüyle ilgili olanlardır. En az değişikliğe uğramasından dolayı mezar taşları yy.lar boyunca bir kültürün taşınarak günümüze kadar devam etmesini sağlaması açısından çok önemli.  İslam kültür ve geleneğinde sahip olan mezar taşlarının Anadolu da ayrı bir yeri vardır. Her bir mezar taşındaki sayıların, şekillerin ve süslemelerin ayrı bir önemi vardır. Mezar taşları sosyolojik ve dini açıdan insanların hayatında özel bir yere sahip. Mezar taşlarına baktığımız zaman yazılanlar her mezarda ayrı duyguları ortaya koyar. Günümüzdeki mezar taşlarında genellikle bir kaç cümle ile Doğum ve ölüm tarihleri yazılırken Ahlattakilerde ise sanat var. 

Ahlat Selçuklu mezarlığı islam dünyasının en büyük tarihi mezarlıklarından bir tanesidir ve açık hava müzesi niteliğinde ise dünyada da benzer nitelikteki 3 büyük mezarlıktan bir tanesidir. Bu 3 mezarlıktan 1 tanesi Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Père Lachaise, 1 tanesi İngiltere Londra’daki Kensal Green ve Ahlat Selçuklu mezarlığıdır. Bunlarda Ahlat Selçuklu mezarlarını özel kılmaktadır. 
Ahlat Selçuklu mezarlığındaki mezarlara baktığımız zaman mezarların üzerindeki kitabeler, kazıma veya kabartma teknikleri kullanılarak sülüs, celi sülüs, kufi ve çiçekli kufi yazı biçimiyle oluşturulmuştur.
Selçuklu Meydan Mezarlığı’ndaki kitabelerde kullanılan hâkim dil Arapça olmakla beraber Farsçanın da kullanıldığı kitabeler bulunmaktadır. Metfunlarla ilgili bilgiler ile Ayet ve Hadis-i Şeriflerde ağırlıklı olarak Arapça kullanılırken, metfunla ilgili ağıtsı şiirler ile erdemli sözler ise çoğunlukla Farsça olarak dile getirilmiştir. Genellikle baş şahidelerin doğu yüzünde metfun ve metfune ile ilgili kitabeler yer alırken; batı yüzünde Ayet ve Hadis-i Şeriflerin yanı sıra sanatkâr imzaları bulunmaktadır. Ahlat Selçuklu mezarlığının çok meşhur olmasını sağlayan motiflerden bir tanesi ejder motifidir, yine kurt başı motifi ve Lotus motifi de vardır. Ama ejderler mezar taşlarına çok büyük bir hususiyet katıyor.Bölgede Meydan Mezarlığı ile beraber toplamda altı büyük mezarlık bulunmaktadır. Bunlar Kale Mezarlığı, Merkez Kabristan, Harabe Şehir Kabristan, Taht-ı Süleyman Kabristanı, Kırklar Mezarlığıdır. Mevcut mezarlıklardan en büyüğü ise meydan mezarlığıdır. 
Meydan mezarlığında yapılan araştırmalara baktığımız zaman çoğunun Şeyhlere, Sadır denilen Valilere, Kadılar’a, Emirler’e, Alimlere, Şairlere hatta matematik ve simya ilimiyle uğraşan kişilere, hafızlara ve yüksek rütbeli askerlere ait olduğunu söyleyebiliriz. Zaten mezarlıkta Kadılar mezarlığı diye bir bölüm bulunmaktadır. 
Mezar taşlarının üzerinde usta isimlerinede yer verilmiştir ve karşımıza çıkan usta isimlerinden bir çoğu aynı zamanda Selçuklu dönemi mimari eserlerinde de mimar adı olarak karşımıza çıkıyor. Buda mezar taşlarını yapan ustaların alelade usta olmadıklarını aynı zamanda da mimar olduklarını görüyoruz. Hem mezar taşında Hemde Selçuklu mimarisinin önemli eserlerinde imzası olan sanatkarlara örnek vermek gerekirse “Hürrem Şah El-Hılati” Divriği Ulu Camii ve Şifahanesinin mimarı. Yine Divriği Ulu Camii ve Şifahanesinde ismine rastladığımız kişilerden birisi “Ahmet Nakkaş Hılati”, aynı zamanda “Hilati el-Neccar”Aksaray’da bulunan Alay Han’ın mimarı gibi bir çok örnek mevcuttur. 
Sonuç olarak Anadolu’nun Orhun abideleri olarak kabul edilen muazzam bir kültürün anıtlarıdır Ahlat’ta bulunan Selçuklu mezarlığı.

Erkan ÖZ / Pff. Türkçe, İngilizce Turist Rehberi