Bilgilendirme:

• Bu Turumuz 4-14 Kişi sayısı aralığında butik olarak gerçekleştirilmektedir.
• İstanbul’dan Katılacak Misafirlerimiz İçin Uçuş Detayları:

-Gidiş: Sabiha Gökçen Havalimanı -Diyarbakır

-Dönüş: Diyarbakır – Sabiha Gökçen Hava Limanı

• Tur ücretlendirmeleri Bayram ve özel günlerde değişiklik göstermektedir. Acente Personelimizden bilgi alabilirsiniz.
• Uçak Biletinizi Yukarıdaki Saatler Olacak Şekilde Alabilirsiniz veya Acente Personelimiz Sizler İçin Uçak Bileti Alımını Gerçekleştirebilir.
• Uçak ile gerçekleştirdiğimiz bu turumuza ülkemizin her noktasından uçuş saatleri denk gelecek şekilde katılım sağlayabilirsiniz. Bu konuda acente personelimizden destek alabilirsiniz.
• Grup katılımlarında özel olarak uçuş saati, tur tarihi, gün sayısı gibi değişiklik talebi değerlendirilip farklı programlar sunabiliriz.
• Her tarihte uçuş detaylarında ufak değişiklikler olabilmektedir. Lütfen tarih seçimi yaparak tur detayını kontrol ediniz.

1.GÜN : İSTANBUL – DİYARBAKIR – MARDİN

Havalimanına iniş sonrası rehber ve kaptan ile buluşma ve tanışma ardından aracımıza binerek turumuza başlıyoruz. İlk durağımız kahvaltı molamız için yaklaşık 500 yaşında olan Tarihi Hasan Paşa Hanı olacak.

Kahvaltı: İsteyen Misafirle ile Hasan Paşa Hanı’nda meşhur kahvaltıcı da serpme olarak alınacaktır. Kahvaltı sonrası ilk durağımız kısa yürüyüş sonrası ulaşacağımız Diyarbakır Ulu Camii olacak.

Diyarbakır Ulu Camii: Anadolu’nun en eski camilerinden birisi olarak kabul edilip 5. Harem-i Şerif (kutsal mabet) olarak görülen cami; Yapımında kullanılan siyah bazalt, iki katlı revaklı geniş avlu, içerisinde bulunan medrese ile külliye özelliğine sahip planı ile oldukça etkileyicidir. Rehber eşliğinde gördüğümüz cami sonrasındaki durağımız ise yine kısa bir yürüyüş ile ulaşacağımız Cahit Sıtkı Tarancı Evi olacak.

Cahit Sıtkı Tarancı Evi Kültür Müzesi: Ev klasik bir Diyarbakır evidir. Yapımından sonra ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın ailesi tarafından satın alınmıştır. Cahit Sıtkı’nın doğduğu ev olan yapı günümüzde kültür bakanlığına bağlı müze olarak ziyaret edilebilmektedir.

Diyarbakır gezilerimiz sonrası aracımızla Suriçi’nden geçerek gördüğümüz meşhur surların Mardin Kapısı’ndan çıkarak Hevsel Bahçelerine can veren Dicle’ye ulaşmış olacağız. Burada ilk durağımız ise;

Gazi Köşkü: Mustafa Kemal Atatürk’ün ordu komutanlığı sırasında 11 ay kaldığı meşhur Akkoyunlu Konağı 15.y.y geleneksel sivil mimarisinin bölgedeki en önemli temsilcisidir. (Not: Binanın bazı bölümlerinde restorasyon devam etmektedir)

10 Gözlü Köprü: Dicle Nehri üzerindeki en önemli tarihi köprüdür. 10 kemerinden dolayı 10 gözlü diye adlandırılan köprü Gazi Köşkü ile birlikte çevresindeki yeşil alan nedeniyle Diyarbakırlıların sayfiye yeri niteliğindedir.

Bu gezilerimiz sonrası aracımızla Mardin’e hareket edeceğiz. 1 saat 15 dakika sürecek ve Çınar üzerinden devam edeceğimiz yolculuğumuz bizi Tarihi Mardin Kenti’ne ulaştıracak. Öğlen yemeği sonrası ise yürüyerek turumuza başlayacağız.

Postane Binası ve Şehidiye Camii: Postane binası 1890 yılında Mimarbaşı Sarkis Lole Gizo tarafından Kasparyan Ailesi için yapılmış olan bir konak olup sonrasında Şahtana Ailesi tarafından satın alınmış ve kamulaştırılarak uzun süre Mardin Postane Binası olarak hizmet vermiştir. Bugün Artuklu Üniversitesi Uygulama Oteli olarak hizmetine devam etmektedir. Muhteşem taş işçiliği ve doğu – batı plan özellikleri ile Mardin’in en estetik yapılarından birisidir. Karşısında bulunan Şehidiye Camii ise yivli minaresi ile Mardin’de tektir.

Abbaralar: Dar cadde ve sokakları birbirine bağlayan kemerli geçişler Mezopotamya şehir mimarisinin vazgeçilmezidir. Şehrin yamaç konumu nedeniyle Mardin’de oldukça fazla Abbara vardır.

Ulu Camii: 1199 yılında Türkmen Artuklu Soyu tarafından yaptırılmış olan ana bina ve sonradan tekrar yapılan muhteşem minaresi ile camii-i kebir bugün hala ibadet için en çok tercih edilen ibadethanedir. Rehber eşliğinde göreceğimiz camii minaresinde olan kabartma detaylar, enine iç mekânda olan çift mihrap ve Sakal-ı Şerif ilginizi çekecek.

Ulu Camii’den yürüyerek Sokul Bakar (inekçiler çarsısı)dan, Cumbalı Ev’den ve bugün restorasyonda olan Lole yapısı Gazi Paşa İlköğretim Okulu’ndan geçerek Abdüllatif Camii (Latifiye) ulaşacağız.

Abdüllatif Camii: 1371 yılında yaptırılan ve klasik Artuklu özelliklerini barındıran Camii dış ve iç avlu kombinasyonu, çok güzel taş işçiliğine sahip olan taç kapıları ve enine uzanan ana mekân planı ile oldukça önemli bir sanat tarihi eseridir. Caminin görülmesi sonrasında dileyenler cami avlusunda bulunan çay-kahve ocağından en eski kahve yapım tekniği olan mırranın tadına bakabilirler.

Abdüllatif Camii sonrası Eski Mardin’in tek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi’ne kısa bir yürüyüş sonrası ulaşarak programımıza devam edeceğiz.

Mardin Müzesi (Süryani Katolik Patrikhanesi): Mardin ve çevresinden gelen arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin sergilendiği bu tarihi bina ve içindeki eserler bölge tarihini detaylıca görüp anlayacağımız en önemli mekân olacak. Programımızın sona ermesi ile birlikte otelimize hareket edeceğiz. Akşam yemeğimiz ise lobide kararlaştırılan saatte buluşma sonrası Cercis Murat Konağı’ndan olacak.

Konaklama: Kaya Ninova Otel

Akşam Yemeği: Bağdadi Restaurant – Menü detayları tur içerisinde sizlerle paylaşılacaktır.  

2.GÜN : MARDİN VE ÇEVRESİ

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası aracımız ile turumuza başlayacağız.

Kasımiye Medresesi: Artuklu Mimari özelliği tarzında Akkoyunlular tarafından tamamlanmış olan yapı tüm Mezopotamya Ovası’nı görebilecek bir yere konumlandırılmıştır. Muhteşem Taç Kapı, içerisinde bulunan mescit, türbe ve eyvanlı – havuzlu medrese bölümü ile bir külliyedir.

Deyrulzafaran Manastırı (Mor Hananyo): Süryani Ortodoks Cemaatinin Anadolu içinde bulunan 4 metropolitlik merkezinde birisidir. Öncesinde patriklik merkezi olarak kullanılan yapı bugün halen faaldir ve manastır özelliğini sürdürmektedir. Karşılama merkezinde dileyenlerin tadına bakabileceği Süryani kahvesi – Süryani çayı ve çöreği sonrası manastır rehberi eşliğinde yapılacak gezide Meryem Ana Kilisesi, Güneş Tapınağı gibi tarihi bölümleri görebileceğiz.

Ain Dara Antik Kenti: Doğu ve Batı arasında askeri bir nokta olarak konumlandırılmış kent bugün Güneydoğu Anadolu bölgesinin Efes’i olarak kabul edilmekte. Yoğun kazıların yapıldığı ve çoğu bölümü açığa çıkarılmış olan Nekropolis (mezarlık), sarnıç, su deposu gibi yapıları görebileceğimiz Ain Dara sonrasında ise yolculuğumuz Beyazsu’ya doğru devam edecek.

Beyazsu (Çağçağ): Ain Dara sonrası Suriye sınırımıza sıfır olarak devam eden yolculuğumuz bizleri Nusaybin’e ulaştıracak. Nusaybin girişinden kuzeye sapınca ise eski kral yolu, bugün ise Beyazsu diye adlandırılan meşhur doğal alana ulaşmış olacağız. Burada vereceğimiz mola sonrasında ise Beyazsu Vadisi’ni takip ederek Midyat’a ulaşacağız. Daha sonra gezeceğimiz Midyat’a giriş yapmadan önceki durağımız ise İdil yolunda olan manastır olacak.

Deyrulumur Manastırı (Mor Gabriel Manastırı): Diğer bir metropolitlik merkezi olan manastır bugün tüm dünya üzerinde halen manastır sistemini yallın olarak sürdürebilen nadir yerlerden birisidir. Meryem Ana Kilisesi, Theodora Kubbesi, Ana Kilise, Mezarlık ve Teras manastır rehberimiz eşliğinde görebileceğimiz yerler olacak. Manastır ziyaretimiz sonrası araç ile kısa bir yolculuktan sonra Midyat’a ulaşacağız.

Midyat Konuk Evi: Oldukça güzel taş işlemeciliğine sahip ve bir etnoğrafya müzesi olarak inşa edilmiş yapı Midyat Eski şehir içinde oluşu nedeniyle güzel bir manzaraya da sahiptir. Dizlerin çekildiği bu yapı sonrasında meşhur gümüşçüler çarsısına döneceğiz.

Midyat Gümüşçüler Çarşısı: Geleneksel telkâri işçiliğini usta anlatımıyla öğrendikten sonra oldukça çeşitli gümüş ürünlerden serbestçe alışveriş yapabilirsiniz. Dileyenler çarşıda bulunan Süryani Şaraplarının tadına bakabilirler ve satın alabilirler.

Tur bitimi sonrası Ömerli – Yeşilli üzerinden Mardin’e döneceğiz. Otele girişimizden önce meşhur badem şekercisi Davut Selim’e uğrayarak isteyenlere organik badem şekeri, leblebi, cevizli sucuk, çerez çeşitleri ve farklı çeşit kahveler alabilmek için alışveriş fırsatı.

Konaklama: Kaya Ninova Otel

Akşam Yemeği: Otelimizde – Menü detayları tur içerisinde sizlerle paylaşılacaktır. 

3.GÜN : MARDİN ÇEVRESİ – HASANKEYF – DİYARBAKIR

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası aracımız ile son günkü turumuza başlayacağız.

Mardin’den ayrılarak Hop Geçidi sonrası Savur’a doğru devam eden yolculuğumuzda ulaştığımız Savur’u panoramik olarak gördükten sonra Kıllıt Köyü’ne ulaşacağız.

Kıllıt Köyü (Derecik): Geçmişin en canlı ve kalabalık yerleşimlerinden birisi olmasına rağmen bugün maalesef nüfusunu kaybetmiş olan köy hüzün vermesinin yanı sıra halen ayakta duran sivil mimarisi ve dini mimarisi ile etkileyici bir görünümde sunmaktadır. Hristiyanlığın bilinen mezheplerinden Ortodoks, Katolik ve Protestan kiliselerinin üçünün de bir arada bulunduğu köyde Ortodoks Kilisesi’ni ziyaret edebileceğiz. Avlusunda olan taş mezarlar ise oldukça ilginizi çekecek. Dileyenlerin ev şarabı da tadıp alabileceği Kıllıt’tan ayrıldıktan sonra Hah’a doğru 1 saatlik bir yolculuk yapacağız.

Hah Köyü (Anıtlı): Süryani inancına göre Hz. İsa’nın doğumuna eşlik eden krallar tarafından doğumdan sonra buraya gelinerek ilk taş sıralarının dizilmesi sonrası yapılan anıt ve kilise manevi açıdan oldukça değerlidir. Avlu, Ana Kilise ve üzerinde yer alan inanılmaz estetik olan içerden kubbe dışarıdan muhteşem taş işçiliğine sahip dörtgen anıt-örtüsü ile görülmeye değerdir. Gezi sonrası ile Hasankeyf yolculuğumuz başlayacak.

Ayrancı Geçidi sonrası muhteşem Gercüş Ovası manzarası sonrası Hasankeyf’e ulaşacağız.

Hasankeyf: Dicle Nehri üzerinde yapılan Ilısu Barajı ile sular altında kalmış Hasankeyf’in taşınan eserlerinden El Rızk Camii, Zeynel bey Türbesi ve bu yapıların Dicle Nehri ile buluşma noktasının manzarası sizleri oldukça etkileyecek. Burada vereceğimiz yeterli zaman ardından ülkemizin en önemli petrol üretim alanları olan Raman ve Garzan’ı geçerek Batman – Bismil üzerinden Diyarbakır’a ulaşacağız. Diyarbakır Havalimanı’na ulaşarak turumuzu sonlandıracağız.İste